25 Eylül 2012 Salı

Günlük ve haftalık plan yapmanın önemi nedir ?
planlama, en basit bir şekilde, neyin, ne zaman, nasıl, nerede ve kim tarafından yapılacağını önceden kararlaştırma sürecidir. Planlamanın en büyük avantajı zaman kazandırmasıdır. Yapılan çalışmalar, yöneticilerin planlamaya biraz daha fazla zaman ayırmaları durumunda uygulamada daha az zamana gereksinim duyduklarını ve böylece zaman kazanabildiklerini ortaya koymaktadır. Ayrıca planlama, yöneticilerin dikkatini amaca yöneltmekte, çabaları uyumlaştırmaya olanak sağlamakta ve emek savurganlığını azaltmaktadır.

İnsan doğası planlama kavramıyla çelişmektedir. Nasıl davranılacağını önceden kararlaştırmanın özgürlüğü sınırladığı düşüncesi, günlük ve acil olaylara önem verme zorunluluğu planlama yapmayı engellemektedir. Ancak gelecek hakkındaki tereddütler, kırtasiyecilik ve zaman bulamama gerekçeleriyle planlamaya karşı çıkma, uzun vadede kazanılacak zaman ve elde edilebilecek verimi görememek anlamına gelmektedir.









 



19 Mayıs 2012 Cumartesi

Materyal uygulama

HİKAYE KARTLARI


Önce çocukları toplayıp onlara hikaye anlatmak istediğimi söyledim. Onlarda dinlemek istediklerini söylediler. Bir sınıfa geçip herkesin görebileceği şekilde oturduk ve hikayemi anlatmaya başladım.






16 Mayıs 2012 Çarşamba

Çocuk beslenmesi sayfa:99


ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENMENİN ÖNEMİ
Ergenlik döneminde beslenme şekli çok önemlidir, bunun için öğrencilerin öğünlerine ve yediklerine dikkat etmesi gerekir.
Ergenliğin fiziksel, biyokimyasal, ruhi ve sosyal yönden hızlı büyüme, gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle yetişkinliğe geçiş anlamında bir dönemdir.
Ergenlik döneminde kilonuz belirgin bir biçimde artar. Erkeklerde daha çok kas, kızlarda ise yağ dokusu gelişimi olur. Ergenlikte hızlı büyüme döneminin başlangıcında yağ oranı artar. Bu dönemde dengeli beslenmeniz bu süreçte alınacak kiloların kolay yakılmasını sağlar. Ancak düzensiz beslenen ergende bu döneme özgü ergenlik sivilceleri çok fazla görülmektedir.
Çikolata, cips, kola gibi abur-cubur yiyeceklerin tüketimi ve özellikle ayaküstü beslenme yani fast-food alışkanlığının da Sağlıksız beslenme çeşitlerindendir.
Aşırı şekerli ve yağlı yiyeceklerin sık tüketilmesi yetersiz, dengesiz ve sağlıksız beslenmeye sebep olmaktadır. Yetersiz beslenme sonucu artan enerji ve besin öğelerinin karşılanmaması, sağlık kurallarına uyulmaması sonucu barsak parazitlerinin oluşması, yiyeceklerle C vitaminin yetersiz alınması ve diş çürükleri gençlerde görülen önemli sağlık sorunlarından biridir. Aşırı şeker-şekerli yiyecek tüketimi yetersiz beslenme diş bakımı ve temizliğinin yetersizliğine de sık sık rastlanmaktadır
Özellikle sabah kahvaltısı gibi önemli bir öğünün atlanmaması gerekir. Yeterli bir kahvaltı ile Günebaşlamanın şarttır. Sağlıklı beslenmek için öncelikle düzenli yemek periyodunuz olmalıdır. Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalıdır. Ayaküstü yemek yenmemeli, kahvaltılarda Hamur işleri yerine kahvaltılıklar tercih edilmeli. Kola-gazoz gibi asitli içeceklerin yerine taze sıkılmış meyve suyu, ayran, süt alınmalıdır. Çikolata yerine meyve veya haftada 1 -2 defayı geçmemek kaydıyla sütlü tatlı tüketilmelidir. Öğle ve akşam öğünlerinde Unlu mamuller yerine salata ve meyve daha fazla yenilebilir. Özellikle bu dönemde Su, süt, peynir, yoğurt, meyve ve sebze gibi ürünler bol bol tüketilmelidir. Ve bu dönemde mutlaka fiziksel egzersizler yapılmalıdır.
ENERJİ VE BESİN İHTİYACI
WHO (Dünya Sağlık Teşkilatı) tarafından hazırlanan listede ergenlik döneminde enerji gereksinimi aşağıdaki şekildedir.   
              ERKEK                                  KIZ
Yaş    kg      kg/kcal     kcal       kg     kg/kcal   kcal   
10    33.9     74           2500     33.8       68       2300 
11    36.7     71           2600     37.7        62       2350 
12    40.2     67           2700     42.4        57       2400 
13    45.5     61           2800     47.0        52       2400 
14    51.7     56           2900     50.3        50       2500 
15    56.6     53           3000     52,3        48       2500 
16    60.1     51           3050     53.6        45       2420  
17    62.4     50           3100     54.2        43       2300 
18    63.7     49           3100     54.6        42       2270   
19    65.0     47           3020     55.0        40       2200  


Çocuk beslenmesi sayfa:94


Okul Çocuğunun Beslenmesinin Özellikleri
Çocuklarda beslenme çocuğun yaşına, cinsiyetine, vücut ağırlığına, fiziksel aktivitesine göre düzenlenmelidir Okul çağı çocuğunun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği bir dönemdir Okul öncesi çağda çocuğun beslenme alışkanlıklarını aile etkilerken, okul çağında arkadaşlar, reklamlar gibi etkenler, okulda beslenme konusunda kontrolsüzlük, özellikle annenin çalıştığı durumlarda okuldan eve gelince, kendi kendine yiyecek hazırlama sonucu çocuk yanlış beslenme alışkanlıklarına sahip olabilir Bu nedenle çocuğun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için çocuğun, ailenin ve okul yönetimindeki kişilerin ve öğretmenlerin beslenme konusunda eğitilmeleri önemlidir Çocuğun yaşına, cinsiyetine göre yeterli ve dengeli beslenmesinin en önemli göstergesi çocuğun büyüme ve gelişmesinden anlaşılır Büyümenin yeterliliği çocuklarda yaşına ve cinsiyetine göre olması gereken vücut ağırlığı ve boy uzunluğunun saptanması ile anlaşılır 

ENERJİ VE BESİN İHTİYACI


Örnek Mönü Listesi: 

Sabah

1 Su bardağı süt veya 1 dilim peynir 
1 Adet yumurta 
5 Adet zeytin 
1- 2 Dilim ekmek 
Söğüş salata veya meyve 

Öğle

1/2 (2/3) Porsiyon et veya kuru baklagil yemeği 
1/2 (1/3) Porsiyon pilav – makarna 
Yoğurt veya ayran 
Salata 

Akşam 

1/2 (2/3) Porsiyon etli sebze yemeği 
1/2 (1/3) Porsiyon yoğurtlu pilav-makarna 
1 Adet meyve 



Çocuk beslenmesi sayfa:84


 


OYUN ÇOCUĞUNDA BESLENME

1-5 yaş grubu çocukları kapsayan bu döneme oyun çocuğu dönemi denir. İlk yaştan itibaren çocuk giderek bağımsızlık kazanmaya başlar ve aile içinde çocuk değişmekte olan bir bireydir. Bu gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.
Oyun çocuğu döneminde çocuk yiyecek bakımından kendisine sunulan besinlere bağımlıdır. Anne ve babalar ve varsa bakıcılar kendi yiyecek alışkanlıklarının, sevdikleri ve sevmedikleri şeylerin çocuk tarafından taklit edileceğini bilmelidirler. Anne ve babanın yemek yedirme için ısrarları, ödüllendirme, ceza verme gibi tutumları çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. Çocukların yiyecekleri tüketmeleri günlük olarak değişmektedir. Bazı günler az, bazı günler fazla yemeleri bu yaş grubunun özelliklerindendir. Bununla birlikte yemeklerini belirli saatlerde vermek, öğünler dışında abur cubur tabir edilen bisküvi, kraker, simit gibi besinlerin yenmesinin önlenmesiyle çocuk, düzenli bir beslenme programına alıştırılmaya çalışılmalıdır. Küçük çocukların besin tüketimi ailenin beslenme alışkanlığından ayrı düşünülemez. Çocukluktaki ilk beslenme deneyimlerinin yetişkinlik yaşamındaki beslenme modeli üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle bu dönemde çocuk zorlanmadan değişik yemek çeşitlerine alıştırılmalı ve doğru besin seçme alışkanlığı edinilmesine çalışılmalıdır. Çocuğun bir tek besin türüne bağımlı kalmamasına dikkat edilmeli, besin çeşitliliği sağlanmalıdır.

Oyun çocuğunun besin gereksinimleri
Enerji
Yaş grupları ne olursa olsun bütün çocuklar devamlı bir büyüme ve gelişme dönemindedirler. Bu durum bazal metabolizma için harcanan enerjinin yüksek olması anlamına gelir. Ayrıca fiziksel aktiviteleri de yetişkinlerden daha fazla olan çocukların, günlük enerji ihtiyaçları daha çok artar. Yetişkinler için günlük enerji miktarı, kilogram başına 30-44 kilokalori iken, oyun çocuklarının günde kilogram başına 80-90 kilokalorilik enerjiye ihtiyaçları vardır.
Protein
Çocuğun bir gün içinde yeterince protein alması için, 1 yumurta, 50 ml süt veya yoğurt, 1 köfte kadar et veya 1 porsiyon kurubaklagil tüketmesi yeterlidir. Daha fazlası için ısrar etmeniz, çocuğunuzun proteinlere karşı isteğini azaltabilir. Ayrıca günlük protein ihtiyacının yarısının hayvansal kaynaklardan olmasına dikkat edin.
Yağlar
Çocukların günlük enerji gereksinimlerinin yüzde 30’u yağlardan gelmelidir. İyi bir enerji kaynağı olan yağlar, ayrıca vücudun yağda eriyen vitaminleri kullanmasında ve sinir sisteminin çalışmasında rol oynar.
Karbonhidratlar
Çocukların günlük toplam enerjilerinin yüzde 50 veya 60’ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Fakat çocuklara karbonhidratları verirken, yüksek oranda şeker ve şekerli besinlerden uzak durmalarını sağlayın. Özellikle ara öğünlerde, çikolata, şeker ve şekerli besinleri çocuğunuza vermeyin.
Posa
Bir süre öncesine kadar çocuklara posa verilmemesi öneriliyordu. Ancak kalp hastalıkları, kolon kanseri gibi hastalıklarının tüketilen posanın düşük olmasıyla ilgisi saptanınca, çocuklara da posalı besin alışkanlıkları kazandırılması yoluna gidildi. Bu nedenle günümüzde oyun çocuklarının günde 12 gram posayı ana öğünlerde alması öneriliyor. Posanın hacimli olması nedeniyle daha fazlası, çocuğun diğer besinlerden tüketmesini engeller. Dolayısıyla çocuk yeterince enerji alamaz.

Gelişim alanları sayfa:165

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ

ORGANİK BOZUKLUKLAR
-Ağızda yapı bozuklukları
-Merkezi sinir sistemi bozuklukları
-Motor bozukluklar

FONKSİYONEL BOZUKLUKLAR
-Çocuğun yaşadığı çevre
-Aile içi problemler
-Ailede yöresel dilin konuşulması

Gelişim alanları sayfa:156


DİL VE KONUŞMA GELİŞİMİ AŞAMALARI
Konuşma gelişimi her çocukta bir miktar farklılık gösterse de belli bir sırayı ve belli bir zamanı takip eder. Şöyle ki:
0-1 YAŞ:
Anlama: - Konuşmacıya bakarak cevap verir.
               - Kendi adı söylendiğinde tepki verir.
               - “Buraya bak, buraya gel” sözlerine tepkide bulunur.
               - “Hayır” dendiği zaman yaptığı hareketi durdurur.
Konuşma: - Ağlamaklı sesler çıkarır.
                  - Sesli ve sessiz harfleri kendi kendine tekrar eder.
                  - Yetişkinin konuşmasından sonra sesli olarak iletişimde bulunur.
                  - Sözcükleri anlamlı olarak istenilen uyumla söyler ve iletişim kurar.
                  - Sesleri taklit eder.
1-2 YAŞ:
Anlama: - “Nerede?” diye sorulduğunda doğru cevap verir.
                - “Üstünde, altında, içinde” gibi zarfları anlar.
                - Bildiği bir eşya istendiğinde getirir.
                - Anahtar sözcükler bulunan basit cümleleri anlar.
                - Seri halinde ve birbiri ile ilişkili iki talimatı anlar.
                - Çevreden gelen sesleri ayırt edebilir.
Konuşma: - İlk defa tam olarak anlamlı sözcükler söyler.
                  - Eşya ya da resimlerin adlarını söyler.
                  - Bir olayı açıklarken sözcükleri tek tek söyler.
                  - Adını söyleyerek kendini tanıtır.
                  - “Ben, benim” zamirlerini kullanır.
                  - Kişilere, eşyalara, olaylara ilişkin yaklaşık 50 sözcük bilir.
                  - Ayrılma esnasında “Bay bay” gibi sözcüklere tepkide bulunur.
2-3 YAŞ:
Anlama:
 - Bilinen eşyaların adı söylendiğinde tanır.
               - Ne ve nerede ile yapılan sorular sorar.
               - Olumsuz ifadeleri anlar.
               - Basit öykü kitaplarını dinlemekten zevk alır ve yeniden okunmasını ister.
Konuşma:  - İki sözcüklü cümleler kurar ve doğru olarak birleştirir.
                   - Adını ve soyadını söyler.
                   - “Ne ve nerede” ile soru sorar.
                   - Olumsuz cümleler kurar.
                   - Anlayamadığında üzülür.
                   - Zamirleri kullanır.
                   - Sözel olarak evet anlamında olumlu tepki verir.
                   - Basit fiilleri resimlerine bakarak söyler.
                   - O andaki yaşantılarını anlatır.
3-4 YAŞ:
Anlama: - Zaman kavramını ifade eden cümleleri anlamaya başlar.
               - Kıyaslamaları anlar.
               - “Eğer, bundan sonra, çünkü” gibi sözcüklerin kullanıldığı cümleleri anlar.
               - Birbirleri ile ilgili dört emri yerine getirir.
               - “Haydi taklit edelim” denildiğinde anlar.
Konuşma: - Tam cümlelerle konuşur.
                  - Geçmiş deneyimleri hakkında konuşur.
                  - Çoğul takılarını kullanır.
                  - “Ben, benim” zamirlerini kullanır.
                  - Şarkıları söyleyebilir.
                  - Konuşmalarında ses hataları olmasına rağmen yabancılar tarafından   
                     anlaşılır.
                  - “Üzerinde, içinde” gibi sözcükler kullanır.
                  - Sıfatları doğru olarak kullanır.
4-5 YAŞ:
Anlama: - Birbiri ile ilişkili olmayan 3 emri sırası ile yapar.
               - “Güzel, daha güzel, en güzel” gibi kıyaslamaları anlar.
               - Uzun hikayeleri dinler, ancak çoğu kez gerçekleri yanlış yorumlar.
               - Olayların sırasını anlar.
Konuşma:  - “Ne zaman, nasıl, niçin” ile sorular sorar.
                  - Küçük cümleleri birleştirerek bütün bir cümle kurar.
                  - “Çünkü, böylece” sözcüklerini kullanarak olayların nedenleri hakkında konuşur.
                  - Gerçekleri karıştırabilir ama öykünün özünü anlar.
                  - Altı sözcükten oluşan cümleleri taklit eder.
                  - Basit zıtlıkları bilir.
                  - “Eğer... Ne ... ?” veya “Ne zaman?” şeklindeki sorulara doğru cevap verir.
                  - İsim-isim, isim-fiil birleştirmesi yapabilir.
                  - Telefonla konuşabilir.
5-6 YAŞ:
Anlama: - Sözel olarak belirtilen iki özel duruma uygun resimleri bulur.
              - Soyutlama becerisinin ilk belirtilerini göstermeye başlar.
              - Geçmiş gelecek ve geniş zamanı resimlerden ayırt eder.
Konuşma: - Dil bilgisi bakımından yetişkinlerin konuşmasına çok yaklaşır.

                 - Ancak, özne fiil arasındaki uyumla, geçmiş zaman kiplerinde bazı zorluklar 
                   vardır.
                 - Söyleyişlerinde sıraya dikkat eder.
                 - Bilgi verir ve alır.
                 - Aile içinde arkadaşları ve yabancılarla iyi iletişim kurar.
                 - Bildiği basit bir öyküyü sırasıyla anlatabilir.
                 - Benzerlik ve farklılıkları söyler.

Çocuk ruh sağlığı sayfa:73

OKUL FİZİKİ KOŞULLARIYLA İLGİLİ ARAŞTIRMA

1-Okul binası kaç katlıdır?
5 katlı
2-Yeterli büyüklükte bahçesi var mıdır?
Evet.
3-Bahçede spor alanları mevcut mudur?
Evet.
4-Bahçe korumalı mıdır?
Korumalıdır.
5-Okulun dış görünüşü estetik mi?
Evet.
6-Okul koridorları uygun genişlikte midir?
Evet uygun genişliktedir.
7-Merdiven genişlikleri yeterli midir?
Yeterlidir.
8-Engelli öğrencilerle ilgili tedbirler alınmış mıdır?
Asansör yapılmıştır.
9-Sınıflar yeterli büyüklükte midir?
Evet.
10-Sınıfların aydınlatma ve havalandırma düzeni yeterli midir?
Evet yeterlidir.
11-Sınıf mevcutları uygun mudur?
Uygundur.
12-Sınıf içi donanımları çocuklar için uygun ve yeterli midir?
Evet.
13-Okulun bilgisayar laboratuvarı var mıdır?
Evet var.
14-Okulun fen laboratuvarı var mıdır?
Evet.
15-Okulun kütüphanesi var mıdır?
Evet var.
16-Okulun konferans salonu var mıdır?
Evet.
17-Okulun tuvaletleri temiz midir?
Yeterince temiz değil.
18-Okul kantini temiz ve düzenli midir?
Sayılır.

31 Mart 2012 Cumartesi

çocuk beslenmesi sayfa:60

Ben  FAS'lı bir çocuğun annesiyim.Doğumdan sonra bebeğimin FAS'lı olduğunu öğrendiğimde birden hayat durmuştu bebeğim benim yüzünden hayatı boyunca zorluklar çekecekti. Evlenmeden önce başlamıştım alkole her şey arkadaş ortamında tadımlık diye başlamıştı gittikçe artıyordu isteğim, kopamıyorduk birbirimizden ailem bu durumun farkına varmıştı benimle konuşmuşlardı ama ben onları dinlemeyip daha fazla arttırmıştım bir gün eşimle tanışmıştık oda alkol kullanıyordu daha sonra zaman geçtikçe evlenme kararı aldık evlendik ve hamile kalmıştım.Artık sağlığım elimden gidiyordu bu durumun bebeğime zarar vereceğini düşünemiyordum bile gece gündüz hala alkol kullanmaya devam ediyordum hamileliğim zorluklar içinde geçiyordu aslında aldırmak istiyordum hiç bir şeyin farkında değildim çünkü, ama eşim bu bebeğin doğmasını istiyordu bu yüzden aldırmadım hamileliğimin sonlarına yaklaşıyordum ve gün geldi sancılarım başladı bebeğim doğmuştu ama FAS'lı bir birey olarak her şey çok geçti artık, keşke geriye dönebilseydim ve yaptığım yanlışları düzeltebilseydim çünkü bu durum yüzünden hem ben hemde bebeğim hayatı boyunca acı çekecekti.
 O yüzden arkadaşlar sizlere bir ricam olacak tadımlıkta olsa alkolden uzak durun hayatınızı zorlaştıracak kötü şeylere kalkışmayın!

erken çocukluk ve ö.e.i ve kurumu sayfa:56

Soru 1)
Bu okulda kaç öğrenci eğitim görüyor?
Cevap 1)
150 öğrenci.
Soru 2)
Engellilerin sınıfı kaç kişi?
Cevap 2)
10 kişi.
Soru 3)
Siz hangi üniversite ve bölümden mezunsunuz?
Cevap 3)
Marmara üniversitesi zihinsel engelliler öğretmeni.
Soru 4)
Hangi eğitim metotlarını kullanıyorsunuz?
Cevap 4)
Her çocuğa göre bu eğitim metotları değişebiliyor.
Okuma yazmada bazı öğrenci elat sistemi ile öğrenirken diğeri basa
sistemi ile öğreniyor.
Soru 5)
Engelli bireyleri nasıl buluyorsunuz ve onlar sizi nasıl 
buluyor?
Cevap 5)
Her bireyi farklı farklı buluyoruz.Çünkü hepsi aynı
öğrenimde olmuyor.
Soru 6)
Maliyet nasıl karşılanıyor?
Cevap 6)
Devlet tarafından karşılanıyor.
Soru 7)
Ben engelli bireylerin yüksek maliyetli olduğunu biliyorum.Bu maliyet
nasıl karşılanıyor?
Cevap 7)
Devlet engelliler için belli bir maaşa bağlıyor.Bu maaş karşılığında aile
tarafından karşılanıyor.
Soru 8)
Yaşadığınız zorluklar nelerdir?
Cevap 8)
Her bir öğrencide zorluklar değişebiliyor.Çok zorlandıklarımız ağır
düzeyde olan
engelli öğrencilerimizdir ve çok destek göstermeyen her şeyin en iyisini
isteyen velilerimiz bizi oldukça zorluyor.
Soru 9)
İletişimi nasıl kuruyorsunuz?
Cevap 9)
İletişim bozukluğu olan öğrenci ile illaki değişiyor.Çünkü dikkatleri fazla
sürmüyor.Molalar halinde öğrenciyi sıkmayarak bir şekilde iletişimi
sürdürüyoruz.
Soru 10)
Okulda verilen eğitim veliler tarafından evde nasıl  destekleniyor?
Cevap 10)
Evde veliler tarafından desteklenmiyor.Bazı velilerimiz her şeyi
öğretmenden bekliyor.Tabi ki duyarlı velilerimizde var.
Soru 11)
Ne tip etkinlikler yaptırıyorsunuz?
Cevap 11)
Yırtma yapıştırma,buruşturma,katlama,kesme,boyama çalışmaları
yapıyoruz.
Soru 12)
Burada personel görevlisinin seçim kriterleri nelerdir?
Cevap 12)
Yapılacak işleri bilmesi ve düzgün bir şekilde yapması.
Soru 13)
Bireydeki gelişimi nasıl izliyorsunuz?
Cevap 13)
 Sınıf içerisinde ve ailenin katılımıyla ve performans değerlendirme
Formlarımızla izliyoruz.
Soru 14)
Acil durumlarda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Cevap 14)
Öğrencinin velisi ile irtibata geçerek.
Soru 15)
Ne tip materyallerden yararlanıyorsunuz?
Cevap 15)
Puzzle,oyuncak araba,eşleştirme kartları,renk kartları,büyük küçük
kartları,oyuncak hayvanlar,domino bunlar gibi materyellerden
yararlanıyor

erken çocukluk ve ö.e.i ve kurumu sayfa:44(Öğretmenim Şevval Eda ve ben aynı özel eğitime gittik resimler aynı olabilir haberiniz olsun sonra yanlış anlamayın diye söyliyim dedim :) )

Tüm özürlülerin  mekânı fiziksel olarak kullanmaları için  mekânda aşağıdaki
yeterlikler olmalıdır:
1- Yeterli genişlik
2-Yeterli dönme alanı
3- Yeterli yükseklik
4-Yüzeylerin özellikleri
5-Yönlendirme ve uyarma için gerekli düzenlemeler
6-Estetik değerler (yaşamsal moral için)
Binanın yeri özel eğitim kurumlarının fiziksel  özelliklerinde önemli yer tutan bir 
özelliktir.
1-Özel eğitim kurumları çocukların kolayca ulaşabileceği bir yerde olmalıdır.
2- Binanın zemininde kayma (heyelan), sel ve nem olmamalıdır.
3-Binanın yakınında tehlikeli olabilecek çukurlar, uçurumlar olmamalıdır.
4- Binanın yeri trafikten uzakta olmalıdır ve gerekli trafik önlemleri alınmış 
olmalıdır.
5-Binanın çevresi, açık manzarası güzel, ferah; havalandırması kolay olmalıdır.
6-Binanın bulunduğu yerde fabrika, radyasyon serpintisi, kötü koku, hava gazı 
gibi zararlı gaz,  duman çıkaran ve çevredeki havayı bozan tesisler 
bulunmamalıdır.
7-Özel eğitim  alanı sessiz, sakin ve rahatsız olmadan yaşam sürdürebilmelerini 
sağlayacak şekilde gürültüden uzak olmalıdır.
8-Binanın çevresinde dere yatakları, kanallar, kuyular olmamalıdır.
9- Çevresinde sazlık, bataklık, mezarlıklar bulunmamalıdır.
10-Binanın yeri mümkünse park, bahçe, orman ve doğal alanlara yakın bir yerde 
olmalıdır (yeşil alanlar daha fazla temiz hava içerir).
















Yukarıdaki resimler Selahattin Korkmaz Eğitim Uygulama İş Merkez ine aittir.

27 Mart 2012 Salı

gelişim alanları sayfa:115

SAYI ==>Araları açılarak sıralananın daha fazla olduğunu söyledi.


 UZUNLUK==>Birini sağa birini sola ittiğimde daha sonra hangisi daha uzun olduğunu sorduğumda üsteki dedi
SIVI==>Uzun bardaktaki suyun daha uzun olduğunu söyledi



                                                                                                   MADDE==>Sosis şeklinde olan hamurun daha uzun olduğunu ifade etti





 AĞIRLIK==>Terazideki topların birini sosis şeklinde yapınca ağırlıkların eşit olmadığını söyledi









HACİM==>Şekli değişen topun su seviyesinin daha fazla olduğunu söyler




gelişim alanları sayfa:85(etkinlik örneği 4)

ETKİNLİK TÜRÜ:Sanat
ETKİNLİK ADI:Hamurdan Hayvanlar
AMAÇ:Küçük motor kaslarını kullanarak özgün bir ürün meydana getirebilme
MATERYAL:Renkli oyun hamurları,düğme vb. artık materyaller
UYGULAMA:İlk olarak hayvan resimleri gösterdim daha sonra onlar hakkında bilgiler aktardım(çıkardığı sesleri,ne yediklerini,nerede yaşadıklarını,yaptığı hareketleri vb.) bu verdiğim bilgiler sonucu hamur ve  düğme vererek ondan hayvan lar yapmasını istedim 














25 Mart 2012 Pazar

çocuk beslenmesi sayfa:70

KAHVALTI: Bir  bardak süt, bir tane yumurta, birer dilim peynir ve ekmek, bir küçük domates ve salatalık.
ARA ÖĞÜN: Herhangi bir meyve, bir su bardağı ayran, bir ince dilim ekmek
ÖĞLE YEMEĞİ: Bir tabak etli nohut veya fasulye yemeği, bir tabak makarna ya da pilav, bir su bardağı ayran, bir porsiyon kadar salata, bir dilim ekmek
ARA ÖĞÜN: Bir dilim peynir, küçük bir domates ve salatalık, bir adet herhangi bir meyve ve bir dilim ekmek
AKŞAM YEMEĞİ : Bir tabak sebzeli et (Tavuk, balık ya da kırmızı et olabilir), bir kase yoğurt, bir tabak salata, bir dilim ekmek
YATMADAN ÖNCE: Bir su bardağı süt ya da herhangi bir sütlü tatlı, bir porsiyon kadar herhangi bir meyve
Mastit Nedir ? Neden Oluşur ?

Memede abse ve enfeksiyon (Mastit), daha çok süt veren annelerde veya yeni sütten kesmiş kadınlarda görülen bir çeşit meme iltihabıdır. Emzirme sırasında meme başında oluşan çatlaklardan meme içi dokusuna giren çoğunlukla Stafilokokus aerus veya nadiren streptok ailesinden bakterilerin yol açtığı bir enfeksiyondur. Eğer tedavi edilmez ise meme absesi oluşmaktadır. Meme absesi genellikle meme başından 1 cm den daha uzakta oluşmaktadır. 

- Lohusalık dışında meme enfeksiyonu ender olarak görülmektedir. 
 

Bu durumda, altta yatan nedenler ; Şeker hastalığı (diyabet), kronik hastalıklar, AİDS veya bağışıklık sistemini zayıflatan diğer hastalıklar araştırılmalıdır. 

- Annenin stres altında süt kanalları yeterince uyarılmazsa süt kanallarında yığılma olur ve buda iltihaba sebep olabilir.

- Anne lohusalık döneminde yeterince emzirememesi sonucunda da memede süt birikmesine bağlı meme dokusunda sertlik, titreme ateş yükselmesi olabilir ve bu tabloya genelde ‘süt ateşi’ adı verilir.

Lohusalıkta Neden Mastit Daha Sık Görülür ?

Meme organı çeşitli bez ve kanallardan oluşur ve bunlar koyu kahverengi renkteki meme başına açılırlar. Lohusalık döneminde bu kanallar süt ile dolar. Emzirme sırasında ise bu kanallardan veya çevresindeki dokudaki emzirme nedeniyle ortaya çıkan çatlaklardan bakterilerin meme dokusuna girmesi kolaylaşır. Meme iltihabı sıklıkla lohusalık döneminde olan meme enfeksiyonlarıdır. Lohusaların ortalama % 1-4’ünde doğumdan sonraki ilk haftalarda görülür. Lohusalık dışında meme dokusunun bakteri nedenli iltihapları nadirdir.


Mastit, belirtileri nadir ?

• Memede ağrı
• Hassasiyet,kızarıklık
• Ele kitle gelmesi,
• Meme ucundan anormal akıntı.
• Ateş
• Koltuk altı bezlerinde şişme.

Mastit Korunmanın Yolları Nelerdir ?

Mastit, yeni doğum yapan anneler için olası bir endişe konusudur. Bu infeksiyonlar en sık olarak doğumdan yaklaşık 1-2 hafta sonra meydana gelir ve bunlara, normal olarak meme yüzeyinde yaşayan Stafilokok aureus veya streptok bakterileri neden olur. Bitkinlik, stres ve süt kanallarının tıkanmasına yol açan dar giysiler enfeksiyona yatkınlığı artırır. Çatlamış ya da acıyan meme uçları da, memenin tam olarak boşaltılamamasına neden oluyorsa, yetersiz emzirme sonrasında memede süt kalıyorsa enfeksiyona eğilim yaratabilir. 

Önemli olan mastit oluşmadan önce önlemini almaktır. Meme başı çatlaklarını önlemeye yardımcı olmak ,göğsü emzirmeye hazırlamak, rahatlatmak ve meme başı çevresinde bakteri, mantar oluşumunu engellemek gerekir.Bunun için özel olarak geliştirilmiş içerisinde aynı zamanda Lanolin ve Zeytinyağı olan Nas Lanolin krem’i hamileliğin 8.ci ayından itibaren göğüs ucuna tatbik edilmeye başlanmalıdır. Zeytinyağının antiseptik özelliği vardır, Kuru cildi canlandırır, kırışıklıkları azaltır. Zeytinyağı cildi yumuşatır ve esnek, pürüzsüz bir görünüm verir.Ayrıca göğüs ucunda bakteri ve mantar üremesini engellemeye yardımcı olmaktadır. 

Lanolin’in faydaları;Çatlamış yada ağrılı meme uçlarını rahatlatır.Gebelik çatlaklarının önlenmesinde etkendir. Cildin kaybettiği nemi geri kazandırırken etkin ve doğal tedavi sağlar. 

Diğer cilt tahrişlerinin ( dudak.burun,dirsek,eller ve pişikler vb.) tedavisini hızlandırır. Meme uçlarının çatlamasını önlemeye yardımcıdır.

Mastit Nasıl Tedavi Edilir ?

Üşüme ve titreme, ağrılı, sıcak ve hassaslaşmış memeler mastit semptomları olarak kabul edilir. Lohusalar eğer bu semptomları yaşıyorsa, hemen uzman hekim ile irtibat kurmalıdır, çünkü zaman geçirmeden yapılan tedavi çok etkili olur ve yinelenmelerin önlenmesine katkıda bulunur. Hekim büyük olasılıkla evde uygulayabileceğiniz bir tedavi reçetesi verecektir. İzlenmesi gereken bazı basit ilkeler şunlardır: 

• Günde en az 1,5 – 2 litre su için. 
• Bol bol dinlenin.Doğru beslenin…
• Meme ucunu lanolin ve zeytinyağı içeren içeren kremler ile nemlendirilmeli ve çilt tahrişleri önlenmelidir.
• Ağrıyı rahatlatmak ve drenajı desteklemek için memelere nemli sıcak kompres uygulayın. Meme enfeksiyonu sütün enfekte olmasına yol açmaz, dolayısıyla doktorunuzun da görüşünü almak kaydıyla bebek emzirmeye devam edilebilir çünkü antibiyotiğe gereksinimin olursa bu durum doktorunu antibiyotik seçimini etkileyebilmektedir.
• Enfeksiyonlu memenin boşalttığından emin olunmalıdır alternatif olarak göğüs süt pompası yardımıyla boşaltılmalıdır.